Ana Sayfa Adım Adım Türkiye VAN – DOĞUBAYAZIT

VAN – DOĞUBAYAZIT

380
2
Paylaş

VAN – DOĞUBAYAZIT GEZİSİ

Kültür gezilerimizi bu kez Van Doğubayazıt turumuzla taçlandırmak istedik. Güzel yurdumuzun turistik nerdeyse tüm yörelerini gezmiştik. Pamukkale’ den, Kapadokya’ ya, Karadeniz yaylalarından, GAP’ a, Ege kıyılarından Akdeniz sahillerine kadar birçok şehri gezmiştik. Eşimle beraber Doğu Anadolu da Van ve Ağrı şehirlerini merak ediyorduk. Birkaç kez gitmek için heveslenip program yapmışsak da her seferinde ertelemek zorunda kalmıştık. Hareket tarihine 1 ay kala bu bölgeye tur ilanı görünce hemen yer ayırttım. 19 Mayıs bayramı hafta sonu ile birleşince bizim için ideal bir tur tarihi oldu.

1 ay çok çabuk geçti ve hareket tarihi sabah daha gün ağarmadan Sabiha Gökçen hava limanına yollandık. 2 saatlik bir uçuş sonrası Van Ferit Melen hava limanına indik. Tur katılımcıları ile toplam 42 kişiydik. Otobüse bindik, Gevaş’a doğru yol alıp Van gölü sahilindeki Grand Deniz Restoranına meşhur “Van Kahvaltımızı” yapmaya gittik. İstanbul’da Van kahvaltısı yemeğe gitmiştik, ama yerinde yemenin zevkini tatmak başka oluyor. Yöresel Van kahvaltısının özelliği nedir derseniz; sofrada bulunan kahvaltılıkları saymakla başlarım. Klasik bildiğimiz peynirler, zeytinler, domates, salatalık ve yeşilliklerin yanında, Van otlu peyniri, Van cacığı, (Un ve yumurta ile hazırlanan) Murtuğa,  (Buğday-Susam-Mısır dan hazırlanan un ile pekmez ve tereyağı katılarak hazırlanan) Kavut, Kavurmalı yumurta, Manda kaymağı ile servis edilen Karakovan balı ve böğürtlen reçeli ile pide ve Van çöreği diyebilirim. Damak çatlatan bu yeni lezzetleri tatmanın keyfini harika bir havada Van gölü manzarasında, semaverde sunulan demli çay eşliğinde aç midelerimize indirdik.

Kahvaltı sonrası Bitlis’e bağlı Tatvan’a doğru yol aldık. Yolun belli bir noktasında bizleri bekleyen minibüslere doluşup, Türkiye’nin en büyük Krater gölü olan Nemrut Krater gölüne gittik. Üzerinde sıcak ve soğuk göller ve buhar bacaları bulunan Krater gölü hayli ilginçti. Buradan Bitlis’in bir başka ilçesi Ahlat’a yöneldik. Yöreyi ve tarihi Ahlat evlerini gördükten sonra Ahlat Selçuklu Mezarlığına gittik. Mezar taşları, kümbetleri ve anıt mezarları ile çok ilginç bir yeri gezdik. Sabahın çok erken saatindeydi uçuşumuz, varır varmaz da yorucu bir tur programı olunca, akşama saatleri ancak otele giriş yapabildik. Bu yorgunlukla ancak otelde ikram edilen akşam yemeğinden 1-2 çatal alıp odalarımıza çıktık, hızlı bir duş ve arkasından kendimizi yatağa attık.

Sabah dinlemiş, dinç bir şekilde uyanıp kahvaltıya indik. Açık büfede klasik ikramların yanında yukarıda saydığım Van yöresine ait kahvaltılıklar da bulunuyordu. Güzel bir kahvaltı sonrası 8.30 da yeni günün turunu gerçekleştirmek için düştük yine yollara.

İlk durağımız Bembeyaz tüyleri, bir gözü kehribar sarısı, diğer gözü gök mavisi renkli Van kedilerini görmek için Van 100. Yıl Üniversitesi içinde bulunan Van Kedi Evini ziyarete gittik. Burada çok ilginç bir bilgi öğrendik; kediler su sevmemelerine rağmen meğer Van kedileri suya girerlermiş. Kimilerimiz yem satın alıp beslemeye odalara girerken, kimilerimiz dışardan izlemeyi tercih ettik. Küçük ancak sevimli hediyelik eşya dükkanından bir şeyler satın alıp otobüslere geri döndük. Yeni hedefimiz, ismini 4. Murad’ dan almış olan Muradiye şelalesiydi. Yolumuzun üstündeki dağların eteklerindeki nehirde, İnci Kefalinin göçünü izledik. Nehrin tam ters yönüne zıpzıp zıplayan İnci Kefallerini izlemek hem heyecanlı hem de çok ilginç geldi hepimize. Kısa bir fotoğraf molası verdikten sonra buraya çok yakın Muradiye Şelalesi’ne vardık. Brezilya-Arjantin sınırında gördüğümüz İguazu şelaleleri gibi olmasa da görüntüsü sevgili eşim Diana ve bana orayı anımsattı. Bulunduğumuz noktadan şelalenin harika manzara ve görüntüsü hem mutlu etti hem de heyecanlandırdı bizi. Keyfimizi kafeden aldığımız kahveler eşliğinde manzaranın tadını çıkartmaya çalıştık.

Doğubayazt’ a giderken, yol üstünde Çaldıran ilçesinden geçerek, Tandürek sıra dağlarının manzarasını izleyip öğlen yemek molamızı Ararat Restoran’ da verdik. Ağrı dağının muhteşem görüntüsü karşısındaki restorandaki müdür, ikram ve tavsiye edebilecekleri yemekleri tanıttı bizlere. Adeta show yaparcasına harika bir sunumdu. Neşeli ve keyifli yenen yemek sonrası lokantanın bahçesinden Ağrı dağının muhteşem görüntüsünü fotoğraflamaya çalıştık.

Sırada Doğubayazıt’ın simgesi İshak Paşa Sarayı vardı. Görüntüsü uzaktan bile muhteşem görünen saraya yaklaştıkça heyecanımız arttı. Çünkü Doğubayazıt denince aklıma ilk İshak Paşa sarayı gelirdi. Yapımına 1685 yılında başlanan ve 1784’te tamamlanan saray, içinde barındırdığı cami, türbe, kütüphane, mahzenler, koğuşlar, harem ve selamlık bölümleri barındıran büyük bir yapı. Osmanlı imparatorluğu döneminde inşa edilmesine karşın genel olarak Selçuklu mimarisi izleri taşısa da, Batı’nın barok, rokoko, Doğu’nun Gürcistan ve İran mimarisinden de etkilenmiş. Fevkalade bilgiler paylaşan arkeolog rehberimizin anlattığına göre Ermeni mimarların yapıda emeği bir hayli çokmuş. Girişi, avlusu, kapılarındaki işlemeler, duvarlarındaki freskler, tek kelime ile muhteşemdi. Uzun zaman burayı ziyarete gelmediğimiz için kendime kızdım. Geç de olsa bu bölge ve tarihi yapı ile tanışmanın keyfini çıkardık.

Dönüş yolunda Doğubayazıt’ın kaçak ve çakma eşyalar satan pasajına girmemiz için bir saatlik alışveriş molası verildi. Bu tarz şeyler fazla ilgimi çekmediğinden sadece bir iki tur atıp pasajdan ayrıldık. Otele giriş yapmadan dönüş yolunda, Van merkezdeki Akdamar peynircilik dükkanı önünde durup yöresel lezzetlerin alışverişi için kısa bir mola verdik. Yorgun ama bir o kadar da mutlu 20:30 sularında otelimize döndük. Akşam yemeğimizi otelde yedikten sonra, Cumartesi akşamımızı Van sokaklarında değerlendirdik. Otelimiz Royal Palas’ a yakın olan sanatçılar parkından başlayıp gecelere aktık. İstanbul’un Bağdat caddesini, Abdi İpekçi caddesini aratmayacak Van’ın üç dört caddesini gezinirken gördüğümüz kafe ve canlı müzik yapan barlar gerçekten bizleri modernliği ve halkı ile çok şaşırttı. Yalnız başına iki üç kadın barlarda eğlenirken sokaklarda tek başlarına yürüyüp ulaşmak istedikleri yere giden kadınları görmek bizleri şaşırttığı kadar çok da mutlu etmişti. Caddeler cıvıl cıvıl, kafe ve restoranlar doluydu. Tüm günün yorgunluğu bizleri daha fazla geç saate kalmamıza mani oldu. Gece yarısına varmadan otele dönüp yattık.

Van’da ki son günümüzde, Van denince akla gelen en önemli yapılardan olan  Van gölü ortasındaki adada bulunan Akdamar Kilisesi turu ile başladık. Orijinal adı AhTamar olan kilisenin hikayesi klasik bilinen ve sonu buruk biten aşk hikayeleri gibi biraz hüzünlü. Adaya sahilden kalkan tekne ile ulaştık. Sabah çok bulutluydu, ha yağdım ha yağacağım derken adaya güneşli bir havada ayak bastık. Adanın tepesine tırmanıp muhteşem mimariye sahip kilise ile karşılaşınca hepimizi büyüledi. Rehberimiz, kilisenin tarihçesi, mimarisi ve hikayesini hoş anektodlarla aktardı. Dönüş yolunda her tekne turunda olduğu gibi şarkılar ve halaylar çekerek sahile vardık.

Ada dönüşü, Urartuların Başşehri Tuşbayı kuş bakışı gören Van kalesi ziyareti ile devam ettik gezimize. Eskiden şehirleri koruyan sur ve kaleler olduğundan, bu şehrin de kalesi hemen şehrin girişinde uzun bir sur ile çevrelenmiş olarak şu an turistlerin ziyaretine açık. Kale ve surlar, 1800 m uzunluğunda, 120 m genişliğinde ve 80 m yüksekliğindedir. MÖ 9. yüzyılda Lutipri’nin oğlu Sarduri tarafından MÖ 840-MÖ 825 tarihleri arasında kurulmuş. Van kalesini cepheden gören meydanda Süleyman Han Cami’ ni ziyaret ettik. Van turumuz genellikle sağanak yağmur altında geçti. Ancak şansımıza yolda iken bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, otobüsten inip tarihi mekanları gezmeye başladığımızda günlük güneşlik hale geliyordu. Gezgin şansımız burada da yüzümüze güldü.

Öğlen yemek molası, birçok misafirin daha gelmeden adını not aldığı Urartu Han Restoran da verildi. Yörenin hemen hemen tüm et çeşitlerinin sunulduğu lokantada bizim gibi dışarıda et yemeyenler için alternatif yiyecekler bulamadığımızdan grubu lokantada bırakıp biz ana cadde üzerindeki bir başka yere yöneldik. Gerek lezzet, gerek fiyat olarak yaptığımız seçimden çok mutlu olmuştuk. Kısa ancak çok tempolu ve yorucu Van Doğubayazıt turumuzun sonuna gelmiştik. Akşamüzeri Van havaalanına giderken yeni bir coğrafya ve yeni bir kültür ile tanışmanın huzur ve mutluluğu içindeydik.

Bir Tutkudur Seyahat…

Paylaş
Önceki İçerikDİYARBAKIR
Sonraki İçerikKIRMIZI EJDARHANIN MEMLEKETİ CARDIFF Av.Suat ŞİMŞEK
1957’de İstanbul’da doğdu. İlkokul yıllarında önce çevreyi tanıyarak gezgin olma yolunda adımlar atarken, ortaokul yıllarında ilk ciddi yurt dışı gezisini gerçekleştirmesiyle seyahat onda bir tutkuya dönüştü. Askerlik sonrası profesyonel hayatına başladığı tekstil sektörü ile beraber yurtdışı gezileri de artmaya başladı. Çıktığı bu gezileri ölümsüzleştirmek adına eline aldığı makinesiyle amatörce çektiği fotoğraflarla birçok sergiye katıldı ve ödüller kazandı. 2000’li yılların başında arkadaşlarının ve yakın çevresinin de teşviki ile Turizm Sektöründe uzun yıllar acentecilik yaptı. Bu yıllarda Türkiye Gezginler Kulübü ile tanıştı ve Genel Sekreterlik görevinde bulundu. Emekli olduktan sonra farklı kurumlarda İdari Yönetici olarak görev aldı. 30 yılı aşkın zamandır “Sinagog İlahileri Korosu Şefliği” yapmakta ve korosuyla birçok kez yurtiçi ve yurtdışı konserlerine ayrıca bazı televizyon ve radyo programlarına katılmaktadır. 2005’ den bu yana gazete ve dergilerde “Gezi ve Yemek Kültürü Yazıları” yayımlanmaya devam etmektedir. 2023 yılı itibarı ile 35 ülke 115 şehir gezip görmüş, fotoğraflamıştır. Evli ve iki kız babası aynı zamanda bir erkek torun sahibidir. Seyahatlerini eşiyle birlikte yapmaktan keyif almakta.

2 YORUM

  1. Selamlar sevgili Yako Taragano ve Dianacım Yine ne güzel dile getirdiniz yaşadığınız maceraları gezdiğiniz yerleri kaleminize yüreğinize sağlık hep gezin görün keşfedin vede bizimle paylaşın ki bizde güzel bilgilere sahip olalım sevgiler teşekkürler ❤️❤️❤️

  2. Eline kalemine sağlık. Çok güzel anlattın. Görmediğim bir destinasyon. En kısa zamanda görmek isterim …Programıma alacağım.
    Teşekkürler…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here