EVRENSEL MELODİLER
TANGO
İlk dünya müzikleri yazıma, müzik toplumları bir araya getiren, dostluk bağları oluşturan en önemli unsurların başında geliyor diye başlamıştım. Buradan hareketle, doğuş yeri Arjantin olan ve daha sonra birçok ülkede sevilen Tango müziği ile dansını anlatacağım bu yazımda.
Tango, 1865-1880 yılları arasında Avrupa’ dan özellikle İspanya’ dan yeni umutlarla Güney Amerika’ ya göç eden; o dönemin alt tabaka mensubu işçi sınıfı tarafından yaratılmış bir dans ve müzik türüdür. Figürlerinde hayal kırıklıkları, hırçınlık, asilik ve biraz da melankoli taşır. Bu müziğin baş Enstrümanı, esasında bir Alman icadı olan, akordeon ailesinden “Bandoneon” dur.
Erotizm, hırçın ve sert figürler içeren Tango dansı 1917’li yıllarda Arjantinli sanatçı Carlos Gardel tarafından sahnede smokin ile daha duygusal sözler katılarak söylenmeye başlayınca üst tabaka mensupları tarafından da kabul görmeye ve beğenilmeye başlamış. 20.yüzyılın başlarında Arjantinli tangocular tarafından Avrupa’ ya açılmış.
Türkiye’ de ise cumhuriyetin ilanından sonra çok sesli müziğin gelişimi ile Tango yayılmaya başlar ve oldukça sevilir. Necip Celal, Fehmi Ege, Necdet Koyutürk, bu müzik tarzındaki besteleri Tango’ nun sevilmesinde öncü olmuşlar. Bu besteleri tok ve güzel sesi ile yorumlayan Şecaattin Tanyerli de ölümsüzleştirmiştir. Günümüze kadar gelen ve hala sevilerek dinlenen birkaç Türkçe Tango ; “Sevdim bir genç kadını”, “Sana nerden gönül verdim” , “Dinle sevgili dinle” yukarıda adı geçen bestecilere aittir. Ayrıca Celal İnce ve daha genç neslin temsilcisi Esin Engin de Tango şarkılarını uzun yıllar yorumlayan sanatçılarımızdır.
Güney Amerika turumun Arjantin ayağı, bu müziği ve dansı yakından izlemek, dinlemek ve bilgi edinmek için iyi bir fırsat olmuştu. Buenos Aires’ in La Boca semti, Tango’ nun hala çok canlı yaşandığı, Milonga’ ların bulunduğu, lokantalarında yemek yerken, hatta cafelerinde bir kahve içerken bile Tango gösterisini izleyebileceğiniz ve dinleyebileceğiniz bir bölgedir. Milongalar, 1800’lerin sonunda yoksul işçilerin malzeme yokluğundan, gemi hurdalarından gecekondularını dikip, artan gemi boyaları ile de bunları farklı farklı renklere boyayarak oluşturdukları evlerdir. Bu boyalı ve eski evlerin hali hazırda korunuyor olması da bu bölgeyi ziyaret eden turistlere o dönemi yaşatmaya devam ediyor.
Elbette Arjantin’ e kadar gidip bir Tango Show izlemeden dönmek olmazdı. Buenos Aires in en geniş caddesi Avenue 9 Julio üzerindeki Tango Porteno’ da muazzam bir gösteriye tanıklık ettim. Devasa büyüklükteki Art Deco tarzı sinema salonundan dönüştürülen bu mekanda gösteriyi arzu ederseniz yemekli, arzu ederseniz içki ve atıştırmalıklar eşliğinde izleyebiliyorsunuz. 2 saatten fazla süren bu gösteride, Tangonun tarihçesi, doğuşundan günümüze kadar harika bir dans ve müzik şöleni ile anlatılıyor.
Arjantin denince diğer taftan mutfağının en önemli ürünü steak ve barbeküsünden bahsetmeden geçemeyeceğim. Seyahatim sırasında Arjantin kültüründe çok önemli bir yere sahip olan Gaucho ‘ların (Yerel Çobanlar) yaşamını görmek ve geleneksel yemeklerini tatmak için, Buenos Aires’in 1 saat dışındaki Fiesta Gaucha çiftliğini ziyaret ettim. Daha kapıdan girer girmez kovboylar ve çiftlik çalışanları otantik kıyafetleri ile misafirleri karşılayıp hoş geldiniz içkisinin yanında Spesiyal yemekleri olan Empanadas ikram ettiler. Empanadas, içi kıymalı ya da peynirli olan bizdeki muska böreği tarzında bir Aperatif yiyecek. Ardından boyu 4-5 metre büyüklüğünde barbeküler üzerinde pişirilen etler ve yanında yörenin meşhur şaraplarını tatma imkanım oldu. Yemek esnasında dünyanın dört bir yanından gelen konuklara Gauchoların kültürlerini görsel olarak tanıtıp Tango dansı ve müziğinin örneklerini sundular. Finalde ise tüm misafirleri sahneye davet ederek beraber Tango yaptılar.
Orijinal Arjantin Tango’ su her ne kadar bizim Türkiye’ de bildiğimiz ve yaptığımız Tango’ dan farklı olsa da müziğin evrenselliği sayesinde herkesle beraber kendimi ritme kaptırdım. Öğrendim ki, Tango bir yaşam tarzının figürlere dönüşmüş haliymiş. Umuyorum bu yazıyı siz de iç sesinizde Bandeon eşliğinde keyifle okumuşsunuzdur.
6 kişi bakmış.7. bendim.Abi emek var.Anlatimin güzel. Bilgilendirme ve yalın anlatımlarına tam bir gezi rehberi. Birgün bu pandemi belası bitecek ve anlattigin bu yerlere gidecek insanlar için eşi bulunmaz bir rehber. Gidemeyenler için de gitmiş kadar olmak için bir nimet.Yazik gerçekten emeğine,daha çok kişinin görmesi lazım.ben kendi whatsapp gruplarına da attım linki, sırf verdiğin emek için. Diğer okuyan arkadaşlara da tavsiyem
paylaşım yapmaları . Hiçbiri vasat değil, birbirinden
güzel yazılar.Eline diline sağlık.👏🏼👏🏼👏🏼
Tango, hırçın, duygu, aşk, hüzün dolu dans iki kişinin paylaştığı dans. Tango denince bunun yanı sıra tango’yu ve müziğini çok seven ve yerli yabancı sanatçılardan dinleyen ve izleyen annemi hatırlatır. Yine her zamanki gibi oradaymışım gibi yazınla yaşattın ve bu sefer geçmişe dönerek duygulandım. Kalemine yüreğine sağlık selamlar.
Comments are closed.