Yelken eğitim kursunda beraber olduğum üç arkadaşımla, ılık bir ilkbahar sabahı, Tel-Aviv’de buluştuk. Arkadaşlarımdan biri aşçı, biri müzisyen, biri de elektronik mühendisi idi. Soğuk biralarımızı içerken kursta geçirdiğimiz günleri yad ettik ve hep beraber Tel-Aviv Kaş (Türkiye) arasında bir yelken seyahati yapmaya karar verdik.
Ben, bir hafta boyunca teknenin kontrollerini, motor bakımını yaptırdım. İçine erzak ve yiyecek koydum. Kısaca, teknemizi uzun sefere çıkmaya hazırladım. Her türlü hazırlık tamamlandıktan bir hafta sonra yola koyulmaya hazırdık. Sabah 6:00’da Tel- Aviv’den Hertseliya’ya doğru demir aldık. Hertseliya’da gümrük ve pasaport kontrolünden geçtikten sonra saat 9:30 da Akdeniz’in mavi sularına açılmıştık.
Rüzgar 15-20 km hızla batıdan, 60 derecede bir açıyla esiyordu. Kıbrıs’ın Patos limanına rotayı çevirdik. Esen rüzgara cevap veren yelkenlerimiz balon gibi şişerken, lacivert denizin üstünde ufka doğru kayıyorduk. Saat 11:00 civarında bizim aşçı kocaman bir salata ve bol malzemeli bir şakşuka hazırladı. Artık böyle güzel bir kahvaltıyı hak etmiştik. Yemekten sonra deniz ve rüzgârın sesini müzisyen dostumuz gitarıyla bozdu. Bir saat süren konserin ardından yolumuza devam ettik. Saatler 16:00’yı gösterirken meyve molası verdik. Ardından da hava kararmadan oltalarımızı denize attık. Bir saat geçmeden oltalarımıza takılan 9 kg’luk mavi tuna balığını aşçımızın özenli ellerine teslim ettik. Akşam yemeğine oturduğumuzda karpaço hazırdı. Balıktan çıkardığı filetoları beş santim kalınlığında dilimlemişti. Yüksek ateşte kalın dilimleri, birkaç saniye pişirmiş, dilimlerin içinin tuzsuz lakerda kıvamında kalmasını sağlamıştı. Leziz balığın yanına hazırladığı sebze karışımı ile yemek tamamlanmıştı. Açtığımız bir şişe şarap eşliğindeki yemeğimizle, kararan gökyüzünün altında, binlerce yıldızlı lüks bir oteldeydik. Bir yanda yıldızlar, bir yanda dolunay, bir yanda rüzgâr ve her şeyi tamamlayan denizin sesi. Hafifçe söylediğimiz şarkılar da denize eşlik ederken adeta suyun üstünde kayıyorduk. Saat 23:00 civarında rüzgâr kuvvetlenmeye başladı. Biz hızla Patos’a doğru ilerliyorduk. Bilgisayarda güzel bir filim seyrettikten sonra, gecenin kalan saatlerini dörde böldük. Herkes sırayla nöbetini tuttu. Sabah 11:00’e doğru Kıbrıs ufukta gözüktü. Saat 14.00 te Patos limanına giriş yaptık.
Patos limanı, çok ufak, çok eski, kayalık bir limandır. Giriş ve çıkışta kayalara carlamak için çok dikkat etmek lazım. Liman ufak bir turistik kasabadır. Bütün esnaf gelen turistlerden geçiniyor. Pansiyonlarla dolu liman ve çevresi aynı zamanda tavernalar ve lokantalarla adeta işgal edilmiş. Halk güler yüzlü, şakacı.
Ertesi gün sahilde denize girdikten ve yemeğimizi yedikten sonra toplandık. Yola devam için tereddütteydik. Çünkü hava durumuna göre rüzgâr kuvvetleniyordu. Hava raporlarına göre rüzgâr 40-45 km batıdan esecek, deniz 6 bufor kuvvetinde olacaktı. Dalga yüksekliği 2 -2,5 metreyi bulacaktı. Tartışmalar sonunda saat 14.00 gibi denize açıldık. Daha önce de karar verdiğimiz gibi rotamız Kaş Türkiye. Gece kararmaya başladığında, rüzgârın şiddeti yüzünden yelkenleri ufalttık. Bir yunus balığı gibi karanlığa doğru ilerliyorduk. Hava kapalıydı. Ne yıldızlardan ne de dolunaydan haber vardı. Dalgalar teknenin iskele tarafına (sol) vurup, köpükleri sancak tarafına geçiyordu. Keyfimiz yerindeydi. Rüzgarın şiddetini göze alarak arkadaşlara rotayı finikeye doğru değiştirmeyi teklif ettim. Hem yolumuz kısalmış olacak, hem de rüzgara olan açımız daha geniş olacaktı. Fakat teklifim azınlıkta kaldı. Bir müddet sonra teknedeki bütün elektrik ve onunla çalışan aletler arızalandı. Fakat motor çalışmaya devam ediyordu. Arızayı anlamak için teknenin içine girdim. Zeminde su vardı. Sular ayak bileğime kadar geliyordu. Suyun tadına baktım. Tuzluydu. Teknemizin su aldığını anlamıştım.
Suyun nereden geldiğini aramaya başladım. Meğerse arkadaşlardan birisi, bir pencereyi açık bırakmıştı. Yüksek dalgalar nedeni ile içeriye sular girmişti. Pencereyi kapattım. Teknenin içindeki su miktarını kontrol ettim. O kadar da fazla değildi. Tekne yana yattığında kenarlarda su birikintisi vardı. Acil su boşatma tulumbasını kontrol ettikten sonra, tehlikenin geçtiği kanaatine vardım. Teknede elektrik yoktu. Rotayı hesaplamak gerekiyordu. İlkel yola başvurup harita ve pusulayı kullanarak rotamızı hesapladım. Artık elektrik sorununa el atmamız gerekiyordu. Tekneye giren su elektrik panelini ıslatmıştı. Bu sefer de mühendis arkadaşımız bir saatlik bir uğraştan sonra bu problemimizi halletti. Artık vardiyalı bir şekilde dinlenebilirdik. Gecenin kalanını dört vardiyaya bölüp biraz dinlendik. Gecenin saat 4:00’ü gibi arkadaşlarım beni uyandırdı. Rotayı değiştirmişlerdi. Finike Limanı’na vardık. Telsizle marinadan palamar yardımı istedik. Bize ufak bir motor yolladılar. Marinaya girdik. Teknemizi bağladık. Limana girişimizi bir şişe şarap açarak kutlayıp, dinlenmek için yattık. Ertesi sabah gümrük ve pasaport işlemlerini halledip tekrar denize açıldık. Demre’den geçip Kokova’ya (Batık Şehir) vardık. Burada öğle molası verdik. Sahile kadar yüzdük. Ve bu sahilde yediğimiz nefis Laos balığı bütün yorgunluğumuza ve zahmetimize muhteşem bir hediye idi.
Sonrasında Akvaryum’dan kuzeye doğru kısa bir yolculukla hedefimiz olan Kaş Limanı’na vardık.
Sevgili Moşe Blog dünyamıza hoş geldin. Seninle ve sevgili eşinle beraber gezmekten, denize açılmaktan,sohbet etmekten büyük keyif alırım. Bu kez de yazılarınla farklı keyif yaşatıyorsun. Teşekkürler.Yazılarının devamını bekliyoruz. Nice coğrafyalarda ve limanlarda uyanman dileği ile. Rüzgarın bol olsun.
Sevgili MOŞE , Gönlüne ve kalemine sağlık, Harika bir yazı olmuş Deniz’e gönül verenlere Yol haritası olacaktır. İyi ki Varsın İyi ki TEKNE Tutkun var ‘ ”Sayende biz de Teknen ile harika bir yaz geçirdik.”
Teknenin tadına vardık. Sizleri çook seviyoruz.
Her zaman sevgiyle, sağlıkla ve TEKNEN ile Kal.
Sevgili Kaptan,
Yazını büyük bir keyifle ve bir solukta okudum Kalemine sağlık.Birgün beraber yelken yapabilme ümidiyle nice seyahatler,geziler diliyorum
Rüzgarın kolayına gelsin
Sevgili Denizci arkadaşımız kaptan Moşe
Bende heycanla okudum yazını cesaretin
için seni kutlarım dilerim güzel maceralara
sağlıkla yelken açasın tabiki eşinle birlikte
👏👏⚓️🚤🛥🛳
sevgili Moşe uzun bir bekleyişten sonra
nihayet yazınla buluştuk
çok güzel bir rota izlemişsiniz ve hedefinize kazasız belasız ulaşmışsınız
ama okurken heycanlanmadım desem yalan olur
imşallah bu yelken aşkın hep içinde yelkenlerinde hep açık kalsın
yeni yazılarını dört gözle bekliyorum
Yelkenleriniz hep balon gibi şişkin. Yolunuz hep açık olsun. Keyif ve sıhhatle.
Sizinle gezmek de sohbet etmek de çok zevkli. Seni dinlemenin yanında okumak da güzel. Keyfiniz bol, tekneli seyahatleriniz daha çok olsun. haydi yaz gelsin Çamlimanı açığına gidelim 🙏
Moshe abi ellerine sağlık yolun açık olsun herzaman
Comments are closed.